1. Gün
Ekiple tanışma...
Herkes inanılmaz rahat giyinmiş.. Ayakta flip floplar mı dersiniz, kısacık şortlar mı, bikini üstüne giyilen file bluzler mi. . .
Kızlar çok güzel..
Bende büyük bir şaşkınlık!
Tüm ekibin masalarında ojeler, termoslar, eğlenceli stickerlar, fotoğraflar. . .
Yaratıcı sektörde çalışmak böyle bir şey olsa gerek..
Sabah 09.30
Herkes telefona sarılıyor vee kahvaltı siparişi veriyor...
Nasıl yani?
Tostları, meyve suları geliyor.
Önlerinde bilgisayar, ellerinde tost..
Aaa.. Bunlar çalışmıyor mu? Oh ne güzel bütün gün böyle..
Veeeeeee.. Ne oluyorsa o anda oluyor.
Korkunç bir telefon trafiği. Herkes aylık programından o gün yapacaklarına bakıyor. Herkes birbirine bir şeyler söylüyor. Yayın yönetmeninin odasına arı gibi koşuluyor hızlı bir toplantı yapılıyor. Etrafa müthiş bir enerji yayılıyor!
Ama kahveler hala önlerinde. . .
Herkes inanılmaz bir koordine ve ahenk içinde hareket ediyor. Ekip ruhunu bir yabancı olarak tüm kuvvetiyle hissedebiliyorsunuz.
Birdenbire 3 kişilik bir grup ortadan kayboluyor...
Nerde bunlar? Ne ara nereye gittiler? :-|
Mağazalara gitmişler... Cumartesi günü(07/08/10) Tuğçe Kazaz'la çekim yapılacak, kıyafet toplamaya...
Bende başlıyorum dergileri karıştırıp çalışmalarına bakmaya...
Aman Tanrım bu çekimleri, bu kombinleri bu kızlar mı yapmış? Müthişş...
Yaşları küçük, çalışmaları büyük...
Öğle yemeği
Yemekhane.. Ufak bir yer.. Zaten kimse orda yemiyor. Herkes tabağına yemeğini alıyor, geliyor bilgisayarının başına. Nasıl yani? :-| Neden?
Ben şok üstüne şok yaşıyorum! Neden? Çünkü; yemeğe ayıracak vakitleri yok!! Korkunç bir program, yetişmesi gereken bir sürü iş..
Aradan geçen birkaç saatin ardından kızlar kan ter içinde elleri poşetlerle dolu geliyorlar..
Ama hala enerjik! Yoksa biyonik mi bu kızlar...
Üst Kat.. Stüdyo.. Saat 17.00
Ben yorgunluktan ölüyorum. Saatlerdir hiçbir kareyi kaçırmamak için algılarım maximum seviyede çalıştığı için beynim dönmüş durumda.
Yukarı çıkıyoruz..
Başlıyorlar kıyafetlerle kombin yapmaya. Çekim yapılacak. Ne zaman? Az sonra! E Tuğçe Kazaz cumartesi gelecekti. Yok bu başka çekim! Nasıl yani?? Siz kaç işe birden yetişiyorsunuz?!...
Başlıyorum bende yardım etmeye. Ama hala bu tempoya ve enerjilerine şaşkınlık içinde bakmaya devam ediyorum. Çünkü hiçbirinde bir yorgunluk belirtisi yok!
Kombinler yapılıyor.. Kıyafetlerin fotoğrafları çekiliyor..
Veeeeeee..... Eve gidiş vaktiiii! :)
Tabiki de HAYIR!
Kızlar Mango'nun defilesini izlemeye gidiyor. :-|
2. Gün
Etrafta müthiş bir çocuk gürültüsü ve koşuşturma.. Yine ben hariç herkes için olağan bir karmaşa bu. All For Kids dergisi için çocuk modellerle çekim var. Bir gece önce 12'ye kadar çalışmışlar. Dün başka halde bıraktığım stüdyoyu bugün bambaşka bir halde buluyorum. Çocuk odası gibi renkli bir ortam yaratılmış. Dolap.. dolabın içinde kalemler.. kitaplar.. Tebrikler!
Çekim başlıyor...
Çocukların aileleri ve stil editörleri çocuklara poz verdirebilmek için türlü şekillere giriyorlar.
Sabırları için bir BRAVO daha!
Biraz uzakta bu gürültüden hiç rahatsız olmayan bir kişi daha önceki çekimlerdeki modelleri bilgisayarda photoshopluyor. Müziğini açmış.. Biraz uzakta kopan bu kıyametten hiç rahatsız olmadan!...
Bugün daha çabuk geçiyor. Ben ortama alışıyorum.. Onlar bana..
3. Gün (Son gün :( )
Yine geliyorum ve stüdyo bambaşka bir halde! 2 yabancı kadın manken.. Catwalk çekimi var. (catwalk: mankenlere podyumda yürüyor gibi yaptırarak fotoğraflarını çekmek ;))
Mankenler hazırlanıyor.. Saç.. Makyaj.. Çekim başlayacak.. Mankenler giydiriliyor, soyduruluyor.. giydiriliyor, soyduruluyor..
Yabancı mankenlerle çalışmak daha kolaymış, kaprissiz oluyorlarmış ;)
Tamam catwalk çekiminide gördüm. Hadi aşağı inelim görseller nasıl yapılıyor görelim. Son günüm zamanı iyi değerlendirmek lazım.
Görsel ekip..
Yaklaşık 10 bilgisayar.. Editör grubu aksine çıt yok burda.. Herkes bilgisayarına gömülmüş oyun oynar gibi çıt çıt mouse sesleri.. Fotoğrafları ekranda bir o yana bir bu yana kaydırıyorlar..
Yayın Yönetmeni Ebru Hanım geliyor. "Kalk Yavuz" diyor ve oturuyor.
İlk yaptığımız kombinlerin fotoğraflanıp dekupeden(fotoğrafların istenilen kısımlarının kesilmesi) gelmesinden sonra nasıl sayfaya yerleştirildiğini gösteriyor bana. İşte o esnada bir daha bir daha şaşırıyorum. Bu kadın her bölümü biliyor!
En iyi kombini de kendi yapıyor, en iyi yazıyı da kendi yazıyor, bilgisayarda sayfa düzenide yapıyor, kıyafetleri fotoğraflanmaya hazır hale getiriyor, hiç ben yayın yönetmeniyim demiyor kolileri açıyor, kapıyor.. Birde bunlar yetmezmiş gibi bir ton toplantıya koşturuyor..
Ayakta alkışlıyorum!
Yayın yönetmeni olmak demek oturduğu yerden emir yağdırmak değil birebir işin içinde olarak ekibi oluşturmakmış demek ki. En azından ALL dergisinde böyle!
Burda ekip ruhu olmasında nerde olsun?
Veda..
Tam alıştım gidiyorum.. :(
Yapacak bir şey yok.. Ankara'da işler bekler. . .
NOT: Bana bu fırsatı tanıyan YKM Genel Merkezdeki yöneticilerime ve müthiş temposu ve yoğunluğuna rağmen beni memnuniyetle ağırlayan, dergicilik sektörünün kafamda oturmasına yardımcı olmak adına benide ekipten görerek eğlenceli bir staj tadında beni bilgilendiren Ebru KILIÇOĞLU'na sonsuz TEŞEKKÜRLER. :)
SONUÇ: Müthiş bir enerjisi ve ruhu olan bir ortam. Basın sektörüyle ilgili sanılanın aksine burda kimse kimsenin ayağını kaydırmaya çalışmıyor, aksine herkes birbirine yardımcı olarak, birbirini tamamlayarak tek vücut hareket ediyor. Tam bir ekip yani.. Vee.. Gerçekten çok yorucu, ciddi özveri ve enerji isteyen, yeri geldiğinde sabahların olmadığı bir sektör!
Eee.. sonuçta zamanla yarışılıyor!
5 dakika boş vakitleri olmamasına rağmen sorularımla başlarının etini yerken bıkmadan bana cevap verdikleri için TÜM EKİBE TEŞEKKÜR EDİYORUM!
Tam da istediğim yaşam tarzı.. Dergide yazmak istiyorum ben de, bakalım çalışmalara giriştik, sonumuz hayrola :)
YanıtlaSilBu arada zorluklarına rağmen betimlemeler harika olduğu için daha da bir bayıldım, kaleminize sağlık =)
umarım hayalleriniz gerçek olur... çünkü insanlar mutlu oldukları yerde daha başarılı ve verimli olurlar...
YanıtlaSilbu arada teşekkür ediyorum :)
o Evet, muhtemelen bu yuzden
YanıtlaSilçok harikaymış ya tam hayalim böyle koşuşturmak sıradan olmak :D
YanıtlaSil