30 Ocak 2013 Çarşamba

İntikam neden soğuk yenir?

İntikam neden soğuk yenir hiç düşündünüz mü?

***

Yakın bir kız arkadaşım birkaç sene önce "hayatının aşkı", "evleneceği erkek" tarafından aldatılarak terk edildi! Acı olan ne aldatılması, ne terk edilmesi, ne de bu olaydan sonra hiçbir erkeğe güvenemediğinden dolayı "gerçek" bir ilişki yaşayamaması değil bana göre.. Acı olan bu aldatılışı öğreniş biçimiydi! Kendine deli divane olan, gözü ondan başkasını görmeyen erkeğin, mutlu mesut giden ilişkileri esnasında, her şey güllük gülistanlıkken bir gün onu araması ve telaşla, "az sonra seni bir kız arayacak yalvarıyorum ayrıldığımızı söyle!" gibi kalleşçe bir cümle kurmasıydı! Evet böyle alçakça bir ayrılış!... Erkeklik, mertlik, şeref, haysiyet gibi kavramların yok olduğu bir olay!..

Ve arkadaşım tek kelime etmemiş; kavga etmemiş, bağırmamış, küfretmemiş, ağlamamış... Sessiz ve sakince bırakmış çocuğu ve gitmiş... Olay yapmadan... Çocuğun da 2. kadını 1. kadın olmuş. Yeni esas kadınla 1 sene geçirmiş...

***

Ben bu olayı öğrendiğimde üstünden birkaç yıl geçmişti. Bu şerefsiz adam, uğruna evleneceği kızı derin yaralar açarak terk ettiği kızdan da ayrılmıştı. Çok soğukkanlı ve sakin bir biçimde anlatmıştı arkadaşım bana bunu. Köpeğim dışındaki tüm erkekler tarafından hayal kırıklığına uğratılmış biri olarak yara almanın ne demek olduğunu çok iyi bilsem de bu olay beni çok etkilemişti.

Bir gün, neden intikam almadığını sordum. Neden, "benim canımı 1 acıtanı ben 3 acıtırım" dememişti? Neden sessizce dönüp gitmişti?..

Soğuk yemek için!

İntikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu biliyordu da ondan! Başına gelenleri anlattığı aynı sakinlikte, "alacaktım, zamanının gelmesini bekliyordum ama zamanı geldiğinde benim intikam isteğim kaçmıştı, bende tenezzül etmedim!" dedi...

***

"Akrepsever" bir insan olarak, zehirli kuyruğuyla sokmak için yıllarca fırsat kollayabilecek potansiyele sahip birkaç "intikamsever" tanımışlığım vardır. Hayatım boyunca kindar insanlara imrenmişimdir çünkü her istediğini elde eden insanlar onlar gibi görünmüştür hep bana. İyi niyetin bir tık üstü aptallıktır. Ben de geçmişime dönüp baktığımda hep "aptallıklarımın" bedelini ödediğimi görüyorum.

***

Saat sabahın 4'üne geliyor ve ben "hala" sorguluyorum, her bir saniyeyi tekrar tekrar tarıyorum... Düşünceler birbiriyle çatışıyor, duygular restleşiyor, istekler ne yapacağını şaşırıyor!..

***

İntikamın soğuk yendiğini söyleyen kim diye araştırdım. Çoğunluk bilgi, Fransa'dan anonim olduğu yönünde.

Bir şey fark ettim...

Bu cümleyi duyan, okuyan milyonlarca kişi yanlış yorumlamış! Herkes cümlenin manasını, sıcağı sıcağına bedel ödetmek yerine, ortalık sakinleştikten sonra hançeri kalbinin tam ortasına saplamak olarak anlamış. Yani işine geldiği gibi! Aranılan kılıf...

Beynimin bana bıkmadan usanmadan oynadığı çılgın oyunlar, karmaşık düşünceleri arasında bir şey fark ettim bu gece! İntikam soğuk yenen bir yemektir cümlesi sanılanın aksine ihtirastan bir milyon yıl uzakta, dünyanın en iyi amaçlarından birine hizmet etmek için söylenmiş bir cümle! Affetmek!

İntikamını soğuk ye diyerek bekletmek istemiş yüreği yanan kişiyi bu anonim, çünkü beklerse ateşi sönecek, acısı dinecek, vazgeçecek; bunu keşfetmiş bu anonim!!!



Kral der ki: Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az...

24 Ocak 2013 Perşembe

Çift kişilik yalnızlık

Tam tamına 1 yıldır kapalıydı blogum. Bir tek blogum mu? Twitter, facebook... Hatta bilgisayarı elime almadım 1 yıl boyunca. Tam bir inziva!

Onlarca kişinin "niye yazmıyorsun, ben senin yazılarını okuyordum, çok güzel yazıyordun" demeleri bile, beni şevklendireceğine, ben de bu kadar zaman yazdıklarım için pişmanlık uyandırıyordu. Evo's Angels'ın sahibi arkadaşım Evren Yaşlak'ı, geceturk.com'un sahibi arkadaşım Okday Kaçan'ı bile kaç defa aradım 1 yıl boyunca dergilerinde ve sayfalarında yazdığım yazıları silmeleri için. (Silmediler! :-|)

Sebep?

Sebep neydi bu kaçışın, bu içe dönüşün, hayatta en çok sevdiğim şey olan yazı yazmaktan kendimi mahrum edişimin?

Sanırım biraz toplum baskısı, biraz satürn etkisi... Bu yazdıklarımı babam okursa beni vurur, "olmayan" koca adayı da okursa beni almaz diye düşündüm herhalde! :-|

Sonuç?

Dayanamadım 1 ay önce nickname le bir blog daha oluşturdum. Yazmak, benim için boşalmak... Terapi... Beynimin içinde binlerce aşk yapan filleri sakinleştirmek...

Tabi o blog daha bir "serbest atış tahtası." Nasıl olsa kimse tanımıyor kafasıyla sinirlendiğim ya da üzüldüğüm şeylere ana avrat düz gidebildiğim bir yer, zayıflıklarımı, yenilgilerimi saklamaktan korkmadığım, güçlü durmak zorunda olmadığım bir saha benim için. Kafamı yastığa basıp hıçkıracağıma, çingeneler gibi ona buna çemkireceğime yazıyorum, boşalıyorum anasını satayım!

Başka ne mi yaptım? Kitap yazıyorum! Yalnızı kitabı da kendi adımla basmayacağım daha doğrusu basamayacağım (!) için güya kimseye söylemeyecektim. Söylemediğim kimse kalmadı maşallah. Ben zaten gizli iş yapabilsem... Nerdeeee ben de o sinsilik?.. Neyse...

Bir de burayı açtım yeniden işte. Niye mi? Ben de bilmiyorum!

***

Başlık mı?

Başlıkla konunun ne mi alakası var? Yine bir ayrılık... Yine yeni bir sayfa... Teşekkürler satürn! Teşekkürler 7. ev...

 
 
 
Kral der ki: Terazilere geçmiş, akreplerin Allah yardımcısı olsun! Satürn 2,5 yılda terazileri silkeleyip kendine getirdikten sonra şimdi akrepte...