23 Mart 2012 Cuma

Sen ol istedim, son ol istedim

Bob Marley demiş ki; "herkes sizi incitecek, önemli olan acı çekmeye değecek kişiyi bulmaktır."

Ne kadar kaygan zeminli ilişkiler yaşıyoruz, ne kadar içi boş aşklar yaşıyoruz...

Zamane aşkları: ilk gün: Merhaba, ikinci gün: Seni seviyorum, üçüncü gün: Sensiz yaşayamam, birinci ay: Senden çocuğum olsun istiyorum, 2.ay: Hoşçakal!..

Tahammülsüz ve yorgunuz acaba ondan mı? Yoksa hep geç mi kalıyoruz ya da bize geç mi kalınıyor? Önce uğrayanlar bütün güven ve iyi niyeti yok mu etmiş oluyorlar? Hep yanlış zamanda yanlış kişide miyiz?

Aklıma bir şarkı geliyor: "Terkedip gitmek kolay, alışkanlık kalır sadece geriye ve bir tek o koyar. Yeniden sevmek kolay, başından başlamak gerekir her şeye ve bir tek o yorar."

Yoksa her şey geçici bir heves mi? Hevesin adı aşk mı olmuş?

İlişkiler için emek harcanan dönemler çok mu geride kaldı? Sesini duymadan da bize ait olduğunu hissedebilmek çok mu imkansız oldu? Görüşmemek demek bitmesi mi demek oldu? Teknoloji çağındayız o yüzden mi? "Aramıyorsa sevmiyordur." Bu mudur? Ne zaman insanlar bu kadar ben merkezli oldular, "biz" demekten vazgeçtiler? Bu zihniyetle ne tür bir evlilik yapmayı planlıyorlar? Temeli olmayan bina kaç kata kadar çıkar, kaçıncı katta yıkılır?

Yoksa ben mi çok aptalım?

Yoksa ben mi çok romantiğim?

***

Ayşekız demiş ki:

Ayşe Özyılmazel'in bir yazısını okudum.

Diyor ki; "Sürprizler ilişkinizi terk ettiği zaman.
Onsuz çok eğlenebildiğin zaman.
Sabah olsa da, sessizce işlerimize dağılsak beklentisine girdiğin zaman.
Kahvaltılar bittiği zaman.
Tek başınıza sıkılmaya başladığınız zaman.
O aradığında heyecanla telefonu açmak yerine, işinizi bölmemek için "Sonra ararım" deyip telefonu sessize aldığınız zaman.
Konuşmadığınız zaman.
Onun bütün gün ne yaptığını en ince ayrıntısına kadar merak etmediğiniz zaman.
Çift olarak hayal kurmayı bıraktığınız zaman.
İşte bunların hepsi kırmızı alarm."

Ben katılıyorum söylediklerine ama peki ilişki baştan böyle başlamışsa n'olacak? Balık baştan mı kokmuş oluyor?

İlişkileri başından böyle başlayıp 5 sene devam edip 2 senedir de evli olan bir çift tanıyorum. Kim kime dum dumaydılar. Bu nasıl aşk derdim hep içimden. Biri gece dışarı çıkardı haber verme tenezzülünde bulunmazdı, öteki işim de işim derdi başka şey düşünmezdi. 2 senedir evliler, mutlu da gibiler ama hala garip geliyor bana...

O zaman bu durumda, her ilişkinin kendine göre bir çarkı yoktur. Ayşe Özyılmazel'in dediğine göre herkesin ilişkiyi yaşama biçimi aynı olmaz mı? Tek doğru mu vardır aşkta? Yoksa bunlar genel geçer kurallar mıdır?..

***

Seven sevdiğini hissettirir. O yolla ya da bu yolla. Gözden uzak olan gönülden ırak olmaz, gönülden uzaklaşan gözden de ıraklaşır. Sanırım tüm mesele bu...



Kral der ki: Her şey bir yana, en zor olanı, unutmak için en mutlu olduğumuz anları öldürmemiz gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder