Hayır dersin dinlemez... Kapalıyım dersin umursamaz... Aramıyorum dersin o seni bulur... Dalga geçersin susar... Sonra fark edersin ki aslında o seninle dalga geçiyordur. Herşey onun elindedir... Onun istemesiyledir. Sen, kontrol ben de demişsindir, gösterir sana gücün kimde olduğunu...
Sormadan gelir... Hesapsız gelir... Bütün büyük lafları yedirir... Seni aptal eder... Şapşal eder... Ayaklarını yerden keser. Planlarından caydırır. Yolundan döndürür... Başını döndürür. Yüzünü güldürür. Seni kör eder. Kendini dünyanın en mutlu, en şanslı insanı sanırsın. Sorunlar gözünde küçülür. Dünya daha toz pembe ve yaşanabilir görünür. Gözlerinin içinden gülersin taa içinden. Kelebek misalisindir. Bilmezsin ömrün 3 gün!..
Sonra mı?
Uykularından eder. Nefessiz bırakır. Boğulduğunu hissedersin. Beyninin yarısını kaybetmiş gibi hissedersin. İşine gücüne odaklanmakta güçlük çekersin çünkü sadece o vardır aklında. Sadece onu göreceğin saatlere odaklanırsın. Başka hiçbir şeyin önemi yoktur senin için. O yokken kendini eksik hissedersin. Canın yanar, ilacın bellidir ama her istediğinde ulaşamazsın, belli bir dozu vardır. Onsuz hiçbir şey zevk vermez. Ne yediğin yemekten zevk alırsın ne gittiğin eğlenceden. Uykularını onun yüzü olan rüyalar böler. Özlersin... Uyanır ağlarsın. Artık sadece onun yanında mutlu olursun. Aşık olmuşsundur...
Aşkın ömrü var mıdır? Vardır! Artık 2 seçeneğin var. Ya aşkınız sevgiye dönüşecek. Birbirine bağlı, uyumlu, mükemmele yakın çift olacaksınız ya da aşk bitecek... Ya sende ya onda... Sendeyse sorun yok. Hiç yaşanmamış bile kabul edip yoluna devam edebilirsin. Eğlenceli bir tatil sonrası işe dönüş gibi hissedersin. Uzunu sıkar, kısası iyi gelir... Ama onun aşkı bittiyse...
Tarifi olmayan acılara hazırla kendini! Kimse anlatamamıştır bu acıyı. Onu özlerken çektiğin acı hiç kalır bu acının yanında. Bilirsin çünkü yoktur artık o. Gözün hiç çalmayacağını bildiğin telefondadır. Yüzün güler, gözlerin ağlar. Mona Lisa misli... Kalbin kanser olmuştur artık... Ne ilaç alacağını bilmezsin. Ne yapsam nafiledir. Ölmeyi bile düşünürsün... Anlık tatminlerle mutlu olmaya çalışırsın. Alışveriş yaparsın, kuaföre gidersin, tatile gidersin... Artık 2. adresin falcılar olmuştur. "Sana geri dönecek" sözleri seni hayata bağlar. Oysa dönmeyecektir bilirsin!.. Yerli yersiz onun konusunu açarsın... Saatlerce konuştuktan sonra bana ondan bahsetmeyin, ben öyle birini tanımıyorum dersin!.. Hergün 24 kez facebookunu kontrol edersin herhangi bir değişiklik var mı diye... Tabiki de kendi listenden sildin! Ama ortak arkadaşlarınızın hepsinin şifresini biliyorsun değil mi? Oysa ki o facebooka girmiyordur bile... Belki de acını başka kollarda dindirmeye çalışırsın... Onun yüzü olan rüyalar artık kabuslara dönmüştür. Uyumak istemezsin onu görmekten korktuğun için. Ve birgün bir yerde karşılaşırsın. Güçlü durmaya çalışır ama kalbinin sesini duyacağından korkarsın. Bayılacak gibi hissedersin kendini. Onun içinse sıradan birisindir artık. Belki çoktan bir başkasına gönlünü kaptırdı bile...
Artık kabullenmişsindir. Giden geri gelmeyecek! Sadece tekrar yüzünün gülmesini istersin. Ne kadar sürede kendine geleceğini merak edersin. Ayrılık acısının ilişki süresinin 3'de 1'i sürede biteceğini söyler bazı "bilirkişi"ler. Başlarsın gün saymaya...
Toparlandın artık... Aylar geçti aradan... İçinde kopan fırtınlar dindi... Sular duruldu ama aşka inancını da yitirdin. Bir daha kimseyi sevmeyeceğine yemin ettin. Zaten bir daha kimseye böyle duygular besleyemeyeceğini düşünüyorsun. Daha olgunsun artık... Daha sakin yapılı... Eskisi kadar heyecanlandırmıyor hayat seni... İşindesin gücündesin. Ailem, dostlarım bana yeter diyorsun.
Sonra mı?..
Biri çıkar karşına... Mucize gerçekleşir... Yaşadığın tüm acıları hiç yaşanmamış sayıp, kendine verdiğin sözleri "yeyip", "ilk defaymışcasına" yeniden aşkın kucağına bırakırsın kendini...
AŞK seninle oynuyordur... Herkesle oynadığı gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder