7 Eylül 2011 Çarşamba

ÖBGZ & Çinliler... Ne mi alaka? ;)

Dünyada ki tüm ırkların belli başlı genetik özellikleri var ya; mesela Türkler'in tembelliği, Almanlar'ın çalışkanlığı, Japonlar'ın tutuculuğu gibi ben de Çinliler'in anı, hatıra gibi şeylere ne kadar önem verdiklerini keşfetmiş bulunmaktayım. Hatıra diye çerçöp ne varsa topluyorlar valla. :)

Bunu ilk fark etmem yıllar öncesine dayanıyor. Sene 2002, ben daha 15 yaşında bir "bebik"ken İngiltere'de bir yaz okuluna gitmiştim. Oda arkadaşım şansıma "tombidik", -evet Çinliler'in de şişmanları varmış, hepsi zayıf değil, o da bana denk geldi :)- güleç yüzlü bir Çinli çıkmıştı. İlk görüşte bana ne kadar değişik geldiğini ve sanki uzaylı görmüşüm gibi gidipte bütün Türk kafilesine onu anlatıp "yanlışlıkla" kızcağızı nasılda popüler yaptığımı anlatmayacağım tabi ki! ;) Değineceğim şu ki bu kızcağız benim çöp diye atacağım ne kadar kağıt, ıvır zıvır varsa hatıra diye almıştı ve de aşırı bir fotoğraf çekme merakı vardı. Yüzünde sürekli bir gülümsemeyle, "muşmula" suratıma aldırmadan benimle fotoğraf çekilmek isteyip duruyordu. Sadece benimlede değil dağı, taşı, yeri, göğü, çeri, çöpü, kediyi, köpeği neyi görürse sanki hayatında ilk defa görmüşcesine fotoğraflayıp duruyordu. Haliyle benim çok tuhafıma gitmişti.

Neyse... Ben bunun bu kızcağıza özel bir özellik olduğunu düşünüyordum ki gel zaman git zaman gördüğüm tüm Çinliler'de aynı merak olduğunu fark ettim.

Şimdi benim nerden geldi aklıma da bunu yazdım değil mi? :) Herkes Öyle bir geçer zaman ki'ye "meeee" durumunda kitlenmişken benim derdim ne değil mi? ;) (Tweetlerden takip ediyorum ÖBGZ'yi yoksa bir kez kısır döngü Türk dizilerini izlemişliğim yoktur ;))

Haftasonu havaalanında kuyrukta beklerken 3 sıra önümdeki çekik gözlü kızcağızın görevliyle bir konuda anlaşamayıp debelendiğine şahit oldum. Tabi ben 3 sıra arkasındayım bana olayı çözmek düşmez. Neyse bu çekik gözlü vatandaş valizini aldı işlemini tamamlamadan geri çekildi. Bense kafamda binbir düşünce, farklı bir alemde, sessiz sakin sıramın gelmesini beklerken o kadar kalabalığın içinden kız geldi beni seçti İngilizce "bıdır bıdır" bir şeyler söylemeye başladı. Valizi kilo sınırını geçiyormuş, benim valizim yoksa kendisi için o benim arkadaşım deyip kendime yazdırabilir miymişim. Ben de dedim tamam merak etme yalan söylemeye gerek yok ben görevliyle konuşup sana yardımcı olmaya çalışacağım. Velhasıl görevli "baaayan"la 10 saniyelik bir konuşma neticesinde kızın sorunu çözülmüş oldu. Arkadaş yaklaşık 4 kere teşekkür etti. Ben de "You are welcome you are welcome have a nice holiday" diyerek ayrıldım Çinli arkadaşımızın yanından. Bu yazıdan çıkarılacak sonuç 1: Bu yaptığım halkla ilişkilerdir. Temeli iletişimdir. Herkesin birbirine sosyal hayatta elinden geldiğince yardımcı olması gerekir. Özellikle turistlere ülkemizi iyi tanıtmak adına onlara gösterdiğimiz güleryiz çok önemlidir!

İşlemlerimi bitirdikten sonra uçağın kalkamasını beklemek üzere kendime oturacak bir yer bulup usulca yerleştikten sonra Çinli kızımız ve yanında 20 yaş büyüğüyle yanıma gelip 5 ve 6. kez teşekkür ettiler. Bu yazıdan çıkarılacak sonuç 2: Teşekkür etmeyi bilmeyen bir toplumuz ve acilen öğrenmeliyiz. Tüm dünyada kabul görmüş nezekat kurallarında 1.sıradadır.

Uçağa bindikten sonra bir de ne göreyim; koltuklarımız yanyana! E tabi başladık sohbete. Klasik sorular; nerelisin, yaş, iş, niye Türkiye'ye geldin, beğendin mi, ilk seferin mi(bu soruyu da ingilizce sorarken bile çok gülerim :D is this your first time? :D) ve tabi ki kendi ülkesiyle ilgili sorular... Derken kız birden fotoğraf makinesini çıkardı ve benimle fotoğraf çekilmek istediğini söyledi. :-| Benden sonra uçağın, hosteslerin servis etmesini, yediği yemeğin fotoğraflarını çekti. Anılarım "depreşmese" ajan olduğunu düşünebilirdim. "Depreşen" anılarımdan yola çıkarak bir şeyler hediye edeyim de mutlu edeyim diyerek okuduğum kitabın içinde ayraç olarak kullandığım geçen seneki Fashion Week'de Mavi'nin defile davetiyesinin ne olduğunu açıklayarak, üzerine de bir şeyler yazarak verdim. İnanılmaz mutlu oldu. Ve bana çektiği fotoğrafı yollamak üzere mail adresimi alıp yolculuk arkadaşlığımızı sonlandırdık. Sonuç 3: Bu dünya vatandaşı olmaktır. Sadece kendi insanlarımızı değil dünyaya ait neler var neler yok az buçuk da olsa bilmeliyiz ki bizden olmayanlarla da iletişime geçebilelim. Ayrıca yeni kültürlerle tanışmak her zaman keyiflidir.

Not: Anlattığım bu 2 Çinli kızla da benim ne fotoğraf makinemde ne de telefonumda tek kare fotoğrafım yok. :-| Yaptığım bir ayıp yoktur heralde. N'apalım o da benim karakteristik özelliğim heralde kendimi dünya vatandaşı olarak tanımlasam da "herkes" benim albümlerimde yer alamaz! ;))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder