8 Ekim 2011 Cumartesi

Eski dost... Eskimeyen dost... Gerçek "dost" !

Sevdiğim bir söz vardır, "Eski dosttan düşman olmaz diye". Kim bana katılır kim katılmaz bilmem ama ben buna kalıbımı basıyorum. Eski dost eskimeyen dosttur. Araya yollar, yıllar, küskünlükler girse de tekrar kavuştuğunuzda "köprünün altından çok sular akmamış" halidir "eski" dostluk!

Dostlarım var benim kötü günümde yanımda olan. İyilik yapıp denize attığım günleri unutmayan... Dostlarım var benim telefondaki sesimden içimi okuyan... Beni ben olduğum için seven, beni olduğum gibi kabul eden...

İnsan karşısındakini kendi gibi biliyor. O kadar doğru ki!.. Siz iyilik yapın, insanlığınızı gösterin, size kötü davranana bile gösterin çünkü gün geliyor bunların karşılığını alıyorsunuz. Sizi üzmüş insanlar asıl ihtiyacınız olan günde sizin yanınızda saf tutuyor ve herşey silinip "can dostunuz" oluyor. Önemli olan sırtınız dönükken sizi kollayan kişidir. Dost olan budur. Arkanızdan size laf söyletmeyen, kılınıza zarar gelmesine izin vermeyen... Sizi kollayan... Koruyan...

Sevgili terkeder, dost terketmez... Aşklar geçici, dostluklar kalıcıdır... Eşinizden ayrılırsınız, dostunuz yine ordadır, onu tüm ihmal etmelerinize rağmen!.. Aileniz yargılar, dost yargılamaz...

Ben çok "akıllı" bir insanım gerçek dostlar biriktirdiğim için. Bir "alo" dememle gelecek "kardeşlerim" olduğu için. Gecenin 1'inde kaloriferden tuhaf sesler geliyor dediğimde yatağından kalkıp gelen, bana her konuda yürekten destek olan, sırlarımı korkmadan paylaşabildiğim, zor günümde koşup gelen, beni asla unutmayan, gözüm kapalı canımı, malımı teslim edebileceğim, karşılıksız, beklentisiz ricalarımı kırmayan, "bana tahammül eden", içimdeki gerçek "ben"i görebilen, beni doğrularımla, yanlışlarımla seven insanlara sahip olduğum için çok şanslıyım.

Belki de terazi burcu olduğum için dostluğa bu kadar önem veriyorum. Belki de birçoğunuz için bu kelimenin hiçbir anlamı yok. Aşka inanmadığınız gibi dostluğa da inanmıyorsunuz... Kendinizden başka kimseye güvenmiyorsunuz... Belki çok büyük darbeler yediniz... Belki hazmedemediğiniz acılar var...

Siz yine de iyilik yapıp denize atmaya devam edin... Mutlaka okyanuslar bir gün o iyiliği kat ve kat fazlasıyla size gönderecektir...


Not: Blogumdaki 100. postum tüm kötü gün dostlarıma gelsin. Hepinizi çok seviyorum. İyi ki varsınız :) (Bu yazımın da en yakın arkadaşım Seher Birsöz'ün doğumgününe gelmesi de ayrı ve güzel bir tesadüf oldu :))

1 yorum:

  1. Eski dost değil ama Can Dostu olduğuna kesinlikle inanıyorum... insanları dostluk kategorisine ayıramazsın zaten... eğer birçok dostun varsa bu gerçekten normal ve doğru birşey değildir... Bu dünyada gerçekten bir insanın dostluk merbesine ailesinden bile öte bir noktaya yücelttiği 1 yada 2 kişi vardır. Bunun ötesinde senin saydığın şeyler belki senin farkında olmadan yaptığın şeylerin yada seni sen olduğun için seven ve her zaman platonik olarak birşeyler hisseden insanların sana karşı belkide görmek istedikleri şeyin bir sadece bir yansımasıdır... Ben hayatım boyunca gerçekten tek bir sorunun yanıtını aradım taa ki çok kısa bir süre öncesine kadar... İnsanlar ailesinden birini yada yakın gördüğü kişileri kaybedip hakkı rağmetine kavuştuklarında cenaze törenlerinde birbirlerini teselli etmek için neden önce başın sağolsun sonrasında da alınan cevapta DOSTLAR sağolsun derler... Bunun cevabını artık çok daha iyi anlıyorum çünkü bu dünyada gerçekten kaybedebileceğin ve acısını en çok hissedeceğin ve hiçbir zaman kaybetmek istemeyeceğin aynı senin söylediğin gibi en kötü anında yanlızlığında ve kendini bir boşlukta hissedip ordaki çırpınışlarında sesine kulak veren ve dinleyen kişiler sadece DOSTLARINdır... Ne mutlu ki bunu çok ama çok daha iyi anlıyorum artık...

    YanıtlaSil