İstanbul insanı... Olabildiğe "piç", duygusuz, şeytan, bencil, çıkarcı... Kadını da erkeği de!
Kızmayın! Gerçekleri yazıyorum, siz de biliyorsunuz. İstanbullu'dan başka kim böyle rahatça para, karı-kız mevzularını dile getirebilir? Kendini bu kadar "açık ve net" ifade edebilir? Lafım İstanbul'da doğup büyüyenlere, uzun yıllar burda yaşayanlara değil çünkü insan özünü nereye giderse gitsin koruyor. İstesede aslonanı değiştiremiyor.
"Ayıptır" bizde bazı şeyler. Öyle rahatça para mevzusuna giremezsin kimseyle. Öyle rahatça borç isteyemezsin, öyle rahatça hesabın "sadece" kendine ait kısmını ödeyip kalkamazsın. Alman usulü yoktur bizde. Bizde, yakın arkadaşlar arasında, sevgili arasında böyle muhabbetler olmaz! Erkeklerimiz ağırdır. Kıza hesap ödettirmez, kız kapısından alınır, kapısına bırakılır. Öyle "dangadanak" seninle yatmak istiyorum demez İstanbullu'dan başka hiçbir erkek! "Reina'dayım hadi atla gel" demezler "nerdesin gelip alıyorum" derler. Bizim kızımız da farklıdır. Öyle erkekleri parası için kullanmazlar. İstinye Park'lara götürüp vitrinlerin önünden geçerek "ayyy çok tatlı bana bunu alsanaaaa" diyemezler. Tek gecelik ilişki yaşayamazlar. Ertesi gün uyandıklarında kendilerini "rezil" hissederler. Ayıptır. Babalar, analar böyle yetiştirmiştir.
Yadırgamıyorum. Eleştirmiyorum. Kimse yanlış anlamasın!..
Her şeyde olduğu gibi bunda da 2 tarafında artıları eksileri var. Bir İstanbullu'yu kimse kolay kolay kandıramaz, kimse "tuş edemez." İstanbullu kafasına bir şey koymayagörsün elinden kurtulur mu hiç? Pes etmez, yılmaz, yorulmaz... Erken yaşta öğrenir hayatı, kendi ayakları üzerinde durmayı, farklılık yaratıp, kalabalıklar içinden sıyrılmayı... "Armut piş ağzıma düş" diye bir şey olmadığını bilir. Başarının, zenginliğin "gümüş tabakta sunulmadığını" çoktan öğrenmiştir. Erken yorulur ama... Erken yaşlanır... Çok genç yaşta sahip olduğu, gözündeki o herşeyi bilen pırıltı yerini yorgunluğa erken bırakır. Güvenemez kimseye... Güvensiz yaşamak zorundadır çünkü kendisi de sevgilisini aldatmıştır, kendisi de patronuna yalan söylemiştir, kendisi de ailesine yalan söylemiştir, kendisi de hile yapmıştır. O yüzden aile kurmaktan korkar. O yüzden sırlarını kimseye açamaz. O yüzden içkiyi sever bu şehir! Bilir sırları onda saklı kalacak, kendini terketmeyecek, başkasının yatağından gelip kendi yatağına yatmayacak, cebindeki parada gözü olmayacak... Evlilik gözünü korkutur çünkü bilir bu şehirde kimsenin kimseye eyvallahı yoktur, bilir tehlikelidir insanlar, bilir kimse inanmaz aşka bu şehirde! Bilir bu şehir örf, adet, gelenek, görenek dinlemez!..
Tuhaf bir şehir İstanbul... Geleni hapsediyor içine, alet ediyor oyununa, düşürüyor tuzaklarına... Bana, İstanbul'da yaşayan bir daha asla başka şehirde yaşayamaz derlerdi. Anlamazdım... Anladım... Kendi memleketine bile gitmek istemiyor insan. Giderse bir şey kaçıracak gibi hissediyor insan. Hayat okulunda olduğunu biliyor insan... Çabuk öğrenmelisin, çabuk adapte olmalısın, çarkın içine çabuk girmelisin! Yoksa yerler, yutarlar!
Zaten çabuk "kendine" benzetiyor İstanbul!.. Gözünü çabuk açıyor ama her zaman belli oluyor "buralı" olmadığın, gözünün derinliklerindeki "kaybedemediğin" saflıktan...
"Sisteme" alet olma der uzaktakiler ama bilmezler "piç" olan barınır bu şehirde, "piç" olan yükselir bu şehirde, ancak "piç" olan mutlu olur bu şehirde!..
Bilmeni isterimki hayat sadece istanbulda bu kadar acımasız değil ama istabulun basitleşen ve bayağılaşan bu yüzü bir kaçınılmaz...Peki istanbul neden bu kadar vazgeçilmez eğer bu kadar kötüyü ve kötü şeyi içinde barındırıyorsa bu kadar vazgeçilmez kılan şey ne? Bu kadar yalan dolan bu kadar trafik bu kadar pahalı hayat bu kadar suç bu kadar güvenilmez insanlar bu kadar kötünün için vazgeçilmeyen şey nedir? Kendi ailelerimizden öğrendiklerimiz büyüklerimizden öğrendiğimiz şeyler bu kadar gerçek ise olaya kadın ve erkek yönünden bakmak ne kadar doğru ? Bir bayan olarak bayanın gözünden olayı çok güzel anlatmışsın ama erkek olarakta baktığın zaman yapılan söylenen şeyler ve beklentiler aynı şekilde emin olabilirsin her bayan gibi bu dünyada gerçekten sevgi - saygı ve samimiyet ve dürüstlüğü arayan erkeklerde var ve kesinlikle dünyada ortak olan tek duygu kendinin kullanıldığının hissedilmesi... bazen insan kendini korumak için bile olsa istemediği kişi olabilir olmaya çalışabilir ama bu onun kanayan ve acıyan yarasıdır aslında görülmesini istedigi değil ama göstermek zorunda olduğu yüzüdür...
YanıtlaSilIN - Orcun