19 Mart 2013 Salı

Denge

Bir rüya gördüm...

Olimpik bir havuzun ortasında, suyun üzerinde sığdan derine doğru halatlarla bağlı köprü gibi tahtalar vardı; hani şu uzakdoğuluların suların üstünde şip şip atladığı tarzdan... Üstündeydim... Karanlıktı... Yalnızdım... Sığdan derine doğru tahtaların üzerinde suya düşmeden yürümeye çalışıyordum... Dengede!.. Ortaya yaklaşıyordum ve birden aklıma suya bakmak geliyordu. İçimdeki ses, "suya bakma, bakarsan düşersin" diyordu. Kollarımı 2 yana açmış dengede durmaya çalışarak soluma doğru kafamı eğdim ve karanlık suya baktım, o an aklımdaki ses, "düştün!" dedi... Ve düştüm... Karanlık ve soğuk suya, bir an aklımdan düşmeyi geçirdiğim için düştüm, dengemi yitirdiğim için değil... Düşüncemden dolayı, düşme korkumdan dolayı! Ve korkuyla tahtalara çıkmaya çalıştım... Havuzdaydım oysaki, denizde değil, bana zarar verebilecek hiçbir şey yoktu suda, sadece ama sadece kendi yarattığım korkumdan dolayı düştüm, telaşlandım ve panikle tahtalara sarıldım...

Gerçek hayatta da böyle değil mi? Korkularımız bize hata yaptıran, korkularımız bizi durduran ya da harekete geçiren... Eğer rüyamda korkuma hükmedebilseydim, içimdeki sesi dinleyebilseydim suya bakmayacaktım bile ve havuzun ortasında yenilmeyecektim soğuk sulara, karşıda derin taraftan ıslanmadan çıkabilecektim...

Dışardan çok girişken ve cesur bir insan gibi görünsem de aslında bence en büyük korkaklardanım ben. Çünkü; stresli mevzuları konuşurken her zaman gerilirim, telaşlanırım, paniklerim; bu halleri zayıflık olarak addettiğim içinde anlamsız bir gururlu triplerine girerim ve sonunda da haliyle küslük ya da tartışma ortamı yaratmış olurum. Tamamen kendi korkularımdan ve korkaklığımdan...
Benim için stresli mevzular nelerdir?
  1. Alacak-verecek meseleleri, para meselesi yani; nefret ediyorum para muhabbetinden, hiç ticaret insanı değilim, hep "üstü kalsın" kafasındayım, utanıyorum da para muhabbetlerinden, en yakınımla bile! Misal; geçen gün en yakınlarımdan biriyle bir alacak verecekle ilgili hesaplaşmamız vardı; "sanki ben daha çok alacağım vardı diye hatırlıyorum" gibi bir cümle kurunca bu yakınım, bir stres bastı beni, "iftira atıyorsun bana" diye cozladım hemen ve sinirden ağlamaya başladım. Suratıma çamur atsaydı da ortaya öyle dayanağı olmayan bir cümle atmasaydı! Nitekim haklı çıktım! Nitekim ben hep haklı çıkıyorum ama tüm insanlığa potansiyel yalancı ve iftiracı gözüyle baktığım için her kim olursa olsun en ufak hesabım olduğunda bile strese giriyorum, korkuyorum! Para alırken de verirken de say derler; ben bu denklemin ne tarafında olursam olayım başımı yerden kaldıramam ki bir de parayı sayayım! (Hayatımda 2 kişiyle para konusunda rahatım biri babam biri de babam kadar gönlü geniş bir insan. Herkesten çok özür diliyorum ama bir bu 2 insanda para konusunda bendeki gibi umursamazlığı, parayla dalga geçmeyi ve gönlübolluğu gördüm.)
  2. Yüzleşmeler; uzlaşmazlıkların sonunda medeni insanlar haliyle yüzleşir, konuşur, anlaşırlar; işte ben yüzleşmelerde çok beceriksizim, hemen gardım çıkıverir, ya saldırganlaşırım ya, "yaee tamam ya sorun yok" diye cool triplerine girerim, sırf sıkıntılı mevzular kapansın gitsin diye, yine ispat edemeyeeğim iftiralardan korktuğum için!
  3. Ayrılıklar; her ne kadar ayrılık konusunda kestiğim bir dolu ahkam olsa da -dost ayrılmak vs gibi- aslında çok beceriksizim ayrılıklarda ve vedalarda... O yüzden arkadaş kalalım triplerine girerim, yine insanlara olan güvensizliğimden, arkamdan dönebilecek dolapları kontrol edemeyeceğimden, korkularımdan!
  4. Teklifler; reddedilme korkumdan kimseye hiçbir şey teklif edemem, burnum kaf dağında gezerim ama reddedilmeyim! Erkeklerden bahsetmiyorum aklınız hemen flörtöz şeylere gitmesin; o konuda 40-50li yılların kadınlarının kafasında olduğumu söylemiştim değil mi? Kadın avdır, erkek avcı! ;) Benim tekliften kastım, iş başvurusu ya da torpil ya da birinden bir konuda bir rica her ne olursa... Yapamıyorum, isteyemiyorum, mecbursam da öyle bir sinir, stres oluyorum ki hiç teklif etmeyim daha iyi, dövecek gibi istiyorum... Haliyle, bugüne kadar toplam 5 ricam varsa 4 buçuğu reddedildi; "bunun nasıl olsa bana ihtiyacı yoktur" diye düşündürdüğüm için... Korkumdan... Suya bakarsam düşerim korkusundan... Bu korkudan, gereksiz bir mağrurluğa büründüğümden...
Oysa ki rüyamdaki hataya düşmesem, suda bana zarar verecek bir şey olmadığını bilinçaltıma yazabilsem yani insanlara güvenebilsem, kontrol manyaklığımı bir kenara bırakabilsem belki o zaman ayrılıklarda da, tekliflerde de, yüzleşmelerde de, ticarette de tek başıma düşmek zorunda kalmam... Kimse de beni kraliçe sanmaz, daha çok sevilirim, hayat daha kolay olur...


Kral der ki: En kötü durum; sorunun ve çözümün ne olduğunu bilip yapamamak! En acınılası...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder