Ben de sonunda depresyonlular kervanına katıldım vatana millete hayırlı olsun. Huhuuu düşmanlaar k*çınıza kına yakın bakııınn benim de zayıflıklarım var. Bayan kahkaha ağlıyor oleeeyyyy!..
:-| :-| :-|
Son zamanlarda ben de bir uyku hali aldı başını gidiyor. Günde 12-13 saat uyur oldum. Annemin dedesi (!) gibi (bakınız dedesi diyorum babası değil) akşam ezanıyla yatar sabah ezanıyla kalkar oldum. Arkadaşlarımla buluşuyorum ağzım yırtılacak gibi esneyip duruyorum. Sevgilimle buluşuyorum kafam güzel gibi gözler kayıyor, kafamı masaya düşürmemek için zor tutuyorum. Saatlerin geri alınmasına verdim, yok efendim sonbahar yorgunluğudur dedim, beynim çok yoruluyor ondan dedim ama yok geçmedi. Bir de yetmezmiş gibi üstüne ağlama krizleri eklendi. Yerli yersiz ağlar oldum. Annemle kahve içerken sohbet esnasında birden ağlayan, sevgilisiyle mutlu mesut uyurken uykusundan uyanıp ağlayan, romantik bir yemeğin ortasında hüngür şakır başlayan bir tip düşünün. Olayın ürkütücülük derecesini fark edebiliyor musunuz?
Benim gibi sosyal bir insan eve kapandı. İnsan yüzü görmek istemiyorum. Telefonum 1 saat sustu mu moralim bozulurken arayanlara beni aramakla çok münasebetsiz bir şey yapmışcasına içimden söver, önemli önemsiz kimsenin telefonunu açmaz hatta komple kapatır oldum. Yataktan 1 bardak su almaya gitmek bana zul gelmeye başladı. Hiçbir sorumluluğunu yerine getirmek istemeyen, enerjisini hiçbir şeye harcamak istemeyen bir insan oluverdim. Beynimi hiçbir şeye yormadığım halde bütün gün izafiyet teorisi üzerine çalışmalar yapmışım gibi bir beyin yorgunluğuyla akşamları yatağa girmeye başladım.
Google ailemizin terapisti
Başladım araştırmalarıma benim neyim var diye. Test yaptım. Orta derece depresyonlu çıktım. Hemen uzman psikolog bilgisine sahip beni çok iyi tanıyan çok yakın bir arkadaşımı aradım. Durumu anlattım. "Evet şekerim" dedi. "Depresyondasın. Doktora falan gitme, ilaç da kullanma. Kendini de tutma. Bırak dağınık kalsın. Yılların yorgunluğu çıkıyor. Önemli olanı yapmışsın kabul etmişsin, farkındasın. Geçecek." dedi
*** (Yazar bu paragrafı toplum baskısından dolayı sildi!)
Velhasıl dostlar sonunda başıma geleceğini adım gibi bildiğim şey geldi sonunda. Ben ki kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyen, düşmanlarımı göz yaşı dökmek yerine kahkalarımla zehirleyen, "beni kırmak zordur ama beni bir kırarsan ben seni üç kırarım" diyen, kötülüklere prim vermeyip görmezden gelen, kahkahalarıyla meşhur, prenses lakaplı bir insan evladıydım.
Demek ki neymiişş herkesin bir acı limiti varmışşş... Göz görmüyorum desede gönül gözü görüyor, kapatılmamış hesapları yazıyormuş bir deftere...
Kral der ki: En büyük travmaları en büyükler yaşar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder